Microsoft, dünya genelinde kullanılan çeşitli yazılım ürünleri ve hizmetleriyle bilinir. Bu ürünlerin etkin ve yasal bir şekilde kullanılabilmesi için uygun lisanslama modellerinin seçilmesi büyük önem taşır. Lisanslama modelleri, yazılımın nasıl kullanılacağını, dağıtılacağını ve yönetileceğini belirler. Doğru lisanslama modeli, işletmelerin maliyetlerini optimize etmelerine, operasyonel verimliliklerini artırmalarına ve yasal uyumluluk sağlamalarına yardımcı olur. Diğer yandan bir işletme için doğru lisanslama modelini seçmek, stratejik bir karardır. Bu seçim, işletmenin büyüklüğüne, ihtiyaçlarına, bütçesine ve teknoloji stratejisine bağlı olarak değişir. Yanlış bir lisanslama modeli seçimi, gereksiz maliyetler, yasal sorunlar ve operasyonel eksiklikler gibi olumsuz sonuçlar doğurabilir.

1. Microsoft Open Lisanslama Modeli

Microsoft, küçük ve orta büyüklükteki işletmelerin yazılım ihtiyaçlarını daha etkin ve maliyet avantajlı bir şekilde karşılamak amacıyla geliştirdiği “Open Lisans” programı ile, bu işletmelere önemli kolaylıklar sunmaktadır. Bu program, bilgisayar sayısı beş ve daha fazla olan firmalar için uygundur ve hem kurumlar hem de bireyler tarafından satın alınabilir.  Open lisanslama modeli, küçük ve orta ölçekli işletmeler için uygun maliyetli ve esnek bir lisanslama çözümü sunar. İlk kez 1990’larda tanıtılan bu model, Microsoft yazılımlarının daha geniş bir kullanıcı kitlesine ulaşmasını sağlamak amacıyla geliştirilmiştir. Open lisanslama, kullanıcıların toplu alımlar yaparak maliyet avantajı elde etmelerini ve lisanslarını kolayca yönetmelerini sağlar (Microsoft, 2022). Bununla beraber Open lisanslama modeli, Microsoft Yazılım Güvencesi (Software Assurance) ile birlikte gelir. Bu güvence, yazılımın güncellemelerini ve yeni sürümlerini içerir, böylece kullanıcılar en güncel yazılım özelliklerine erişebilirler. Ayrıca, bu model, esnek ödeme seçenekleri ve merkezi bir lisans yönetimi sunar (Jones, 2018).

Open Lisans programına katılmak için gerekli olan minimum lisans sayısı beştir. Program, satın alınacak ürünlere göre kendi içinde farklı alt bölümlere ayrılmaktadır: Open Business ve Open Volume. Temel gereklilik olan beş lisans, çeşitli kombinasyonlarla sağlanabilir. Örneğin, iki bilgisayar için iki Windows lisansı, iki Office lisansı ve bir Project lisansı satın alarak veya beş bilgisayar için beş Windows lisansı alarak programa dahil olunabilir. Open Lisanslar, kuruma ya da kişiye ait olup, satın alım sonrasında düzenlenmiş bir lisans belgesi ile birlikte gelir. Bununla beraber, özel bir Open Lisans anlaşma belgesi de bulunmaktadır. Bu belgede, lisansların nasıl kullanılacağı, kaç kopya oluşturulabileceği ve nerelerde kullanılabileceği gibi bilgiler yer almaktadır. Lisanslar, her makine için ayrı bir etkinleştirme gerektirmemekte, bir kez etkinleştirildikten sonra lisans anlaşmasındaki sayı kadar makinede kullanılabilmektedir.

Open Lisans programının önemli avantajlarından biri, lisansların belirli bir makineye özgü olmamasıdır. Bu lisanslar, OEM lisans tipinden farklı olarak, şirket içindeki herhangi bir bilgisayara yüklenebilir ve makinelerin donanımı istenildiği kadar değiştirilebilir. Ayrıca, Open Lisans programında, şirketin sonradan aldığı bilgisayarlar için ek lisans siparişi verilebilir. Fiyat açısından da kutu ürünlere göre oldukça avantajlı olan bu lisanslar, %20-35 oranında maliyet tasarrufu sağlayabilmektedir. Bu tasarrufun nedenlerinden biri, Open Lisanslamada yalnızca lisans için ödeme yapılması ve kutu ürünlerin fiziksel girdilerinin bulunmamasıdır. Lisans siparişi verirken belirtilmesi durumunda, disk ve belgelendirme seti ayrıca gönderilmektedir.

Open Lisans programına üye olmak için, satın alınacak lisans sayısı ve ürün tiplerinin belirlenmesi ve herhangi bir Microsoft iş ortağına sipariş verilmesi yeterlidir. İş ortağı, gerekli prosedürleri yerine getirerek lisans belgelerini işletmeye ulaştırmaktadır. Ayrıca, Open Lisans “yazılım güvencesi lisansı” ile alındığında, bu yazılıma ait en son sürümleri kullanma hakkı sağlanmaktadır. Yazılım güvencesi, satın alınan paket türüne göre farklı süreler için geçerli olabilmektedir.

2. Microsoft OEM Lisanslama Modeli

OEM (Original Equipment Manufacturer) lisanslama modeli, genellikle donanım üreticileri tarafından tercih edilir. Bu model, Microsoft yazılımlarının yeni bilgisayarlara önceden yüklenmiş olarak gelmesini sağlar. OEM lisanslama, yazılımın doğrudan son kullanıcıya ulaşmasını kolaylaştırır ve genellikle tüketici elektroniği pazarında yaygındır. OEM lisanslar, genellikle tek bir cihazla sınırlıdır ve bu cihazın donanımı değiştirilmediği sürece geçerlidir. Bu lisanslar, son kullanıcılar tarafından ayrı bir ürün anahtarı gerektirmeksizin etkinleştirilebilir. Ayrıca, OEM lisanslar, yeniden satılamaz veya başka bir cihaza aktarılmaz (Microsoft, 2022).

OEM (Original Equipment Manufacturer) lisanslama, kurumlar için sıklıkla karşılaşılan ve dikkat edilmesi gereken bir lisanslama türüdür. Bu lisanslama modeli, genellikle yeni bilgisayar alımlarında gündeme gelmekte ve lisans kontrollerinde sıkça açık verilen bir alandır. OEM lisanslar, yalnızca yeni bir bilgisayar ile birlikte temin edilebilen ve orijinal ekipman üreticileri tarafından sağlanan lisanslardır.

Bu lisansların geçerli olabilmesi için birkaç önemli kriter bulunmaktadır:

Yeni Bilgisayar ile Satın Alma: OEM lisanslar yalnızca yeni bir bilgisayar ile birlikte satın alınabilir ve orijinallik etiketinin bilgisayar üzerine yapıştırılmış olması gerekmektedir. İşletim sisteminin kurulu ya da son kullanıcı için hazır hale getirilmiş olması da şarttır.

Fatura ve Belgelendirme: Lisans ve bilgisayar faturalarının saklanması gerekmektedir. Bu belgeler, lisansın geçerliliğini kanıtlayan önemli dokümanlardır.

Eğer mevcut bir bilgisayara OEM işletim sistemi lisansı almak istenirse, bu işlem ancak dört ana donanım (anakart, işlemci, bellek, sabit disk) ile birlikte yapıldığında geçerli olur. Bu dört donanımın tamamı lisansla birlikte alınmak zorundadır ve bu donanımların lisansın kullanılacağı bilgisayar üzerinde çalışıyor olması gerekmektedir.

Microsoft, mevcut bilgisayarları lisanslamak için “Get Genuine Kit” (GGK) adı verilen bir çözüm sunmaktadır. Bu kit, yeni donanım alımı gerektirmeden mevcut bilgisayarları lisanslamaya imkan tanır. Özellikle Windows XP Professional için geçerli olan bu kitler, WGA (Windows Genuine Advantage) kontrolü ile tespit edilen korsan kopyaları legal hale getirebilmekte ve kullanıcılara önemli bir avantaj sağlamaktadır. Bu kitlerin kullanımı, fatura ve “Ek Son Kullanıcı Lisans Sözleşmesi” (EULA) belgelerinin saklanmasını ve orijinallik etiketlerinin bilgisayar kasasına yapıştırılmasını gerektirir.

Windows Genuine Advantage (WGA) Programı

WGA programı, Windows işletim sistemlerinin orijinalliğini doğrulayan bir uygulamadır. XP ve Vista sistemleri için geçerli olan bu program, yazılımın orjinal olmadığını tespit ederse, kullanıcıya çözüm önerileri sunar ve bazı sistem özelliklerini kısıtlayabilir. Vista’da ise bu kısıtlamalar daha belirgin olup, kullanıcıların bilgisayarlarını “sınırlı işlevsellik” modunda kullanmalarına neden olabilir.

OEM Lisanslarının Donanım Değişiklikleri

OEM lisansları, maksimum üç ana donanım değişikliğine izin verir. Dördüncü donanım değişikliğinden sonra lisans geçersiz hale gelir ve yeniden etkinleştirilemez. Bu durumda, yeni dört ana donanımla birlikte yeni bir OEM lisansı almak gerekmektedir veya GGK kullanılarak mevcut donanımla lisanslama yapılabilir. OEM uygulama yazılımları da yalnızca yeni bir bilgisayar ile birlikte alınabilir. Önceden alınmış ve uzun süredir kullanılan bir bilgisayar üzerine, işletim sistemi lisanslı olsa bile OEM uygulama yazılımı eklenemez. Bu kurala uyulmaması durumunda lisans geçersiz sayılır.


3. Microsoft ESD Lisanslama Modeli

Bilgi teknolojilerinin hızla gelişmesiyle birlikte yazılım lisanslama yöntemleri de evrim geçirmiştir. Geleneksel kutu ürün (FPP) lisanslamanın yerini almaya başlayan yeni lisanslama yöntemlerinden biri de Microsoft ESD (Electronic Software Delivery) lisanslamadır. Elektronik lisans veya dijital indirilebilir lisans olarak da bilinen bu yöntem, işletmeler ve bireyler için yazılım lisanslama sürecinde önemli avantajlar sunmaktadır. 

Elektronik Yazılım Dağıtımı (ESD), dijital çağda yazılım dağıtımının en popüler yöntemlerinden biridir. ESD lisanslama, yazılımların internet üzerinden hızlı ve güvenli bir şekilde indirilmesini sağlar. Bu model, fiziksel medyaya olan ihtiyacı ortadan kaldırır ve çevresel sürdürülebilirliği destekler (Davis, 2020). Başka bir ifadeyle  Microsoft ESD lisans, dijital olarak teslim edilen bir yazılım lisansıdır. Bu lisans türü, fiziksel kutu ürünlere kıyasla bazı önemli farklar ve avantajlar sunar. ESD lisans, tamamen çevrimiçi bir ürün olup, satın alım sonrası kullanıcıya dijital bir indirme bağlantısı ve lisans anahtarı sağlanır.

Aynı zamanda ESD lisanslar, FPP (Full Packaged Product) lisanslarla aynı esnekliğe sahiptir. Bir bilgisayardan başka bir bilgisayara taşınabilir ve hem mevcut bilgisayarlar hem de yeni bilgisayarlar için kullanılabilir. Bu esneklik, kullanıcıların yazılım ihtiyaçlarını daha dinamik bir şekilde yönetmelerine olanak tanır. Bununla birlikte bu lisans türleri satın alındıktan hemen sonra indirilebilir ve kurulabilir. Bu, yazılımın hızlı bir şekilde kullanılmasını sağlar ve fiziksel ürünlerin teslimatını beklemek zorunda kalmadan yazılım ihtiyaçlarının karşılanmasına olanak tanır.

ESD Lisanslamanın Kullanım Alanları


ESD lisanslar, bireysel kullanıcılar için pratik ve hızlı bir çözüm sunar. Ev kullanıcıları, yazılım ihtiyaçlarını çevrimiçi olarak hızlı bir şekilde karşılayabilir ve lisanslarını güvenli bir şekilde saklayabilirler.

(KOBİ’ler): KOBİ’ler, ESD lisanslama ile yazılım maliyetlerini optimize edebilir ve yönetim süreçlerini kolaylaştırabilirler. ESD lisanslar, fiziksel depolama gerektirmediği için işletme içi lisans yönetimini de basitleştirir.

Büyük kuruluşlar, geniş yazılım ihtiyaçlarını ESD lisanslama ile daha verimli bir şekilde yönetebilirler. Bu lisanslar, hızlı dağıtım ve esnek kullanım özellikleri sayesinde kurum içi yazılım güncellemeleri ve lisans taşınabilirliği konusunda önemli avantajlar sunar.


4. Microsoft CSP Lisanlama Modeli

Bulut bilişim, günümüzün dijital dönüşüm süreçlerinde vazgeçilmez bir unsur haline gelmiştir. Bu dönüşümün merkezinde yer alan Bulut Hizmetleri Sağlayıcıları (CSP), işletmelere ve bireylere esnek, ölçeklenebilir ve maliyet etkin bilişim çözümleri sunmaktadır. CSP lisanslama modeli, Microsoft bulut hizmetlerinin (Azure, Office 365 vb.) kullanıcılarına yönelik esnek ve ölçeklenebilir bir çözüm sunar. Bu model, kullanıcıların ihtiyaçlarına göre bulut hizmetlerini özelleştirmelerine olanak tanır.  

CSP, İngilizce “Cloud Service Provider” ifadesinin kısaltmasıdır ve Bulut Hizmetleri Sağlayıcısı anlamına gelir. CSP’ler, internet üzerinden sunucu, depolama, yazılım ve diğer bilgi teknolojileri hizmetlerini abonelik tabanlı olarak sunan şirketlerdir. Bu hizmetler, kullanıcılara fiziksel altyapıdan bağımsız olarak esnek ve ölçeklenebilir bir ortam sunar, böylece işletmeler iş yüklerini ve verilerini bulut ortamına taşıyarak daha güvenli ve erişilebilir hale getirirler. Hem özel sektörde hem de kamu sektöründe faaliyet gösteren CSP’ler, geniş bir müşteri yelpazesine hizmet sunmaktadır.

CSP lisanslama, aylık veya yıllık abonelikler üzerinden sunulur. Kullanıcılar, hizmetlerini ihtiyaçlarına göre artırıp azaltabilirler. CSP modelinin bir diğer önemli özelliği, kullanıcıların tek bir platform üzerinden tüm Microsoft bulut hizmetlerini yönetebilmeleridir (Microsoft, 2022).

CSP Hizmet Modelleri

CSP’ler, çeşitli hizmet modelleri aracılığıyla kullanıcıların farklı ihtiyaçlarını karşılarlar. Başlıca hizmet modelleri şunlardır:


IaaS (Altyapı olarak Hizmet): Bu modelde, CSP’ler kullanıcıya temel bilişim altyapısını sunar. Sunucular, depolama alanları, ağ donanımları ve sanallaştırma kaynakları bu kapsamda yer alır. Kullanıcılar, kendi uygulamalarını ve işletim sistemlerini bu altyapı üzerinde çalıştırabilirler. IaaS, kullanıcıların donanım maliyetlerini düşürürken esneklik ve ölçeklenebilirlik sağlar.

PaaS (Platform olarak Hizmet): PaaS modelinde, CSP’ler kullanıcıya uygulama geliştirme ve dağıtımı için gereken platformu sunar. Bu platform, işletim sistemleri, veritabanları, geliştirme araçları ve diğer hizmetleri içerir. PaaS, geliştiricilerin uygulamalarını hızlı bir şekilde oluşturup dağıtmalarına olanak tanır ve altyapı yönetimiyle ilgili karmaşıklıkları ortadan kaldırır.

SaaS (Yazılım olarak Hizmet): SaaS, CSP’lerin kullanıcılara internet üzerinden erişilebilen yazılımlar sunmasını ifade eder. Bu modelde, kullanıcılar yazılımları kendi bilgisayarlarına kurmak zorunda kalmadan, doğrudan bulut üzerinden kullanabilirler. SaaS, genellikle abonelik tabanlıdır ve kullanıcıların yazılım güncellemeleri ve bakım gibi konularla ilgilenmelerini gerektirmez.

CSP’lerin sağladığı avantajlar, onları modern işletmeler ve bireyler için cazip kılmaktadır:

CSP’ler, kullanıcıların yüksek maliyetli donanım ve yazılım yatırımları yapmalarını gereksiz kılar. Abonelik tabanlı modeller, kullanıcıların sadece kullandıkları kaynaklar için ödeme yapmalarını sağlar, bu da maliyetleri önemli ölçüde düşürür.

Diğer yandan CSP’ler, kullanıcıların ihtiyaçlarına göre bilişim kaynaklarını hızlı bir şekilde artırıp azaltmalarına olanak tanır. Bu esneklik, ani iş yükü artışlarına veya azalmalarına hızlıca yanıt verebilmeyi sağlar. Genellikle de yüksek güvenlik standartlarına ve sıkı uyumluluk gereksinimlerine sahiptirler. Veri yedekleme, felaket kurtarma ve sürekli izleme gibi hizmetlerle kullanıcı verilerinin güvenliğini ve bütünlüğünü sağlarlar.

Erişilebilirlik konusunda da oldukça kolay ve pratiktir. Bulut hizmetleri internet üzerinden erişilebilen bir hizmet olduğu  için, kullanıcılar dünyanın herhangi bir yerinden verilerine ve uygulamalarına ulaşabilirler. Bu, özellikle uzaktan çalışma modellerinde büyük bir avantaj sunar.

Önde Gelen CSP Örnekleri

Dünya genelinde birçok büyük CSP bulunmaktadır ve bunlar, sundukları çeşitli hizmetlerle kullanıcılarına geniş bir yelpazede çözümler sunmaktadır:

Amazon Web Services (AWS): AWS, bulut bilişim pazarının liderlerinden biridir. Geniş hizmet yelpazesi, yüksek güvenilirlik ve esneklik sunar. IaaS, PaaS ve SaaS hizmetleri sağlar ve özellikle büyük veri analitiği, yapay zeka ve makine öğrenimi gibi alanlarda güçlü çözümler sunar.

Microsoft Azure: Azure, Microsoft’un bulut bilişim platformudur. Özellikle işletmeler için entegrasyon kolaylığı ve geniş hizmet yelpazesi ile öne çıkar. Azure, kullanıcılarına IaaS, PaaS ve SaaS hizmetleri sunar ve Microsoft’un diğer ürünleriyle uyumlu çalışır.

Google Cloud Platform (GCP): GCP, Google’ın bulut bilişim hizmetidir. Yüksek performanslı bilişim altyapısı, büyük veri analitiği ve makine öğrenimi gibi alanlarda güçlü çözümler sunar. GCP, kullanıcılarına esnek ve ölçeklenebilir hizmetler sunar.

Farklı Lisanslama Modellerinin Karşılaştırılması ve Değerlendirilmesi

Farklı Microsoft lisanslama modelleri, işletmelerin gereksinimlerine uygun çeşitli avantajlar ve dezavantajlar sunmaktadır. Lisanslama modeli seçimi yaparken işletmeler, büyüklük ve yapı, bütçe ve maliyet yönetimi, teknoloji stratejisi ve ihtiyaçları, uzun vadeli yazılım gereksinimleri gibi faktörleri dikkatle değerlendirmelidirler.

Open lisanslama modeli, esneklik ve maliyet etkinliği ile küçük ve orta ölçekli işletmeler için ideal bir seçenek sunmaktadır. Bu model, esnek lisanslama koşulları ve uygun maliyetleri ile KOBİ’lerin yazılım ihtiyaçlarını karşılamada önemli bir rol oynar. OEM lisanslama ise donanım üreticileri ve tüketici elektroniği sektöründe yaygın olarak kullanılır; yeni donanımlarla birlikte sağlanan bu lisanslar, son kullanıcıya daha düşük maliyetli ve entegre çözümler sunar. ESD lisanslama, dijital dönüşüm ve çevresel sürdürülebilirlik açısından önemli avantajlar sağlar; fiziksel ürünlerin taşınması ve depolanması gereksinimini ortadan kaldırarak, hızlı ve çevre dostu bir lisanslama yöntemi sunar.

CSP lisanslama modeli ise bulut hizmetlerine yönelik esnek ve ölçeklenebilir çözümler sunar, bu da özellikle dinamik iş ihtiyaçlarına sahip işletmeler için cazip bir seçenektir.

İşletmeniz için En Uygun Lisanslama Modelini Seçerken Dikkat Edilmesi Gerekenler

Doğru lisanslama modelini seçmek, işletmenizin operasyonel verimliliğini artırabilir ve maliyet tasarrufu sağlayabilir. Bu süreçte dikkat edilmesi gereken temel unsurlar arasında ihtiyaç analizi yapmak, uzun vadeli maliyetleri değerlendirmek, lisans yönetimini kolaylaştıracak çözümler aramak ve teknik destek ile güncelleme olanaklarını göz önünde bulundurmak bulunmaktadır.

İhtiyaç analizi, işletmenin spesifik yazılım gereksinimlerini ve kullanım senaryolarını belirleyerek, en uygun lisanslama modelini seçmeye yardımcı olur. Uzun vadeli maliyet değerlendirmesi, başlangıç maliyetlerinin yanı sıra, lisans yenileme, bakım ve destek maliyetlerini de göz önünde bulundurarak daha sürdürülebilir bir maliyet yönetimi stratejisi oluşturur. Lisans yönetimini kolaylaştıracak çözümler aramak, lisans takibini ve uyumluluk denetimlerini basitleştirerek operasyonel verimliliği artırabilir. Teknik destek ve güncelleme olanaklarının değerlendirilmesi ise, yazılımın güncel ve güvenli kalmasını sağlayarak, iş sürekliliğini ve performansını olumlu yönde etkiler. Bu faktörlerin dikkatle değerlendirilmesi, işletmenizin ihtiyaçlarına en uygun lisanslama modelini seçmenize yardımcı olacaktır.

İşletmenizin büyüklüğüne, ihtiyaçlarına ve bütçenize en uygun lisanslama modelini seçmek için Enorm Teknoloji’nin uzman danışmanlık hizmetlerinden yararlanabilir ve Microsoft ürün sayfamızı ziyaret ederek daha fazla bilgi edinebilirsiniz.


Kaynakça

www.microsoft.com
Davis, R. (2020). The Role of ESD Licensing in Digital Transformation. Digital Innovations Review, 15(2), 89-103.
Jones, L. (2018). Technical Features of Microsoft Open Licensing. Information Technology Journal, 6(1), 12

Tavsiye Edilen Yazılar